Afyon Kocatepe Üniversitesinin (AKÜ) kuruluşunun 30. yıl etkinlikleri kapsamında Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından “Aile Olma Yolunda – 2” paneli gerçekleştirildi.
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Sabri Bektöre konferans salonunda gerçekleştirilen panele; Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Kübra Teymur, AKÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yılmaz Yalçın, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tuğrul Kandemir, Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Letife Özdemir ile birlikte öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Panelin açış konuşmasını yapan Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Letife Özdemir, Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezinin 2019 yılı Ekim ayında kurulduğunu söyledi. Merkezin amacı hakkında bilgiler veren Özdemir, “Küresel gelişim ve değişim sürecinde aile olma ve aile kalabilme bilincini artırmak, Türkiye’nin kültürel yapısıyla uyumlu dinamik bir aile profilini geliştirmede ailenin devamlılığı için eşlerin iş birliğini öne çıkarmak, ailenin devamlılığında kadınların önemini açığa çıkarmak, aile olmanın değerini korumak ve savunmak, akademide aile çalışmalarını yaygınlaştırmak ve geliştirmek ile bu alanda bütün toplumun bilinç düzeyine yükseltilmesini sağlamak amacıyla merkezimiz bilimsel çalışmalar yapmaktır” dedi.
“Kadın ve aile konularını içeren 4 akademik çalışma yapıldı”
Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezinin çalışmalarından bahseden Özdemir, “Merkezimiz 3 yıldır çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. Aile ilişkilerinin güçlendirilmesi, aile içi problemlerin ve şiddetlerin azaltılması amacıyla akademide aile seminer dizisi gerçekleştirilmiş ve 12 farklı konuda akademisyenler tarafından seminerler verilmiştir. İlimizin merkezinde ve ilçelerinde yer alan tüm Kadın Kültür Evlerinde yüze yakın farklı konularda üniversitemizin farklı birimlerinde görev alan akademisyenler tarafından eğitimler verilmiştir. Kadın ve aile konularını içeren 4 akademik çalışma yapılmış ve yayınlanmıştır. Aile Olma Yolunda paneli ilk Eğitim Fakültesinde gerçekleştirilmiştir. Aile Olma Yolunda panelinin 2.’si ise İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemizde gerçekleştiriyoruz” diye konuştu.
“Aile içinde bulunduğu toplumun en güzel özetidir”
Afyonkarahisar Vali Yardımcısı Kübra Teymur ise aile kavramının insanlık tarihi kadar eski olduğunu ifade etti. Teymur, “İnsanlık tarihi kadar eski bir kavram olan aile yapımız Hz. Adem ve Hz. Havva’dan itibaren vücut bulmuştur. Ailemiz, ahlaki değerlerin temellerinin atıldığı sıcacık yuvamızdır. Aslına bakarsanız her şeyin tadını ailede alırız. Anne ve babanın değerini, kardeşliğin anlamını, evlat olmanın huzurunu aile yaşarız. Ailede paylaşmayı, mutlu olmayı öğreniriz. Aile olma yolunda doğru eğer adımlar atabilirsek ömür boyu sürecek mutluluğun da temellerini atmış oluruz. Aile içinde bulunduğu toplumun en güzel özetidir. Bir toplumu ayak tutabilmek için hangi değerler gerekiyorsa aileyi de ayakta tutabilmek için aynı değerler gereklidir” ifadelerini kullandı.
“Ailelerin içerisinde mevcut bir güç savaşı var”
Toplumdaki ilk bozulmaların ailede başladığını dile getiren Teymur, şunları kaydetti:
“Aile yapısı ne kadar iyi korunuyorsa toplumda o kadar iyi korunuyor demektir. Çünkü toplumdaki ilk bozulmalar ailede başlar. İstiklal Marşımızın da ifade ettiği gibi toplumsal varlığımız da aslında iyi aile olabilmekle başlar. Devlet ve millet olarak var olabilmemizin ana temeli tüten en son ocağın korunmasıyla baki olabilir. Kadim kültürümüzün de ailenin bir tarafı Refik diğer tarafı Refika olarak adlandırır. Bu kelimelerin günümüzdeki karşılığı dost ve arkadaşlıktır. Yeni nesillerin var olabilmesi için Refik kelimesinin ardındaki yol arkadaşlığına bakılır. Günümüzde aile yapısı bir rekabet içerisinde. Uzmanlar evliliği güç savaşına dönüştürmemek gerektiğini belirtirken şu an bizim kendi Aile ve Sosyal Müdürlüğümüz tarafından yaptırdığımız araştırmada ailelerin içerisinde mevcut bir güç savaşı var. Aile yapımızla ilgili en kadim bilgileri yine Yüce Dinimiz İslamiyet’in hem Peygamber Efendimizin hem de geleneksel toplum yapımızın içerisinde bulmak mümkündür. Hayat, mutluluğun, acının, sevincin ve hüznün iç içe geçmiş halidir. Evliliğin hayattan kopuk toz pembe bir dünyanın kapılarını aralaması hiçbir zaman beklenemez. Zorlukların, mutsuzlukların, hayal kırıklıkların zaman zaman yaşanabileceği ama zorlukların birlikte aşılabileceğini kabullendiğimiz de bir çok sorunu halletmiş olabiliriz. Biz olma kavramı aile olmanın olmazsa olmazıdır. Konutları yuvaya, evleri yol arkadaşlığına, çocukları evlada, ilişkileri edep ve ahlaka dönüştüren aile yapımızı korumak ve güçlendirmek hepimizin ortak görevidir.”
“Psikolojik sağlamlık negatif olaylar karşısında esneyebilme becerisi”
Açış konuşmalarının ardından moderatörlüğünü Kadın ve Aile Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Letife Özdemir’in yaptığı konuşmacı olarak Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dr. Öğr. Üyesi Mücahit Gültekin ve Aile Danışmanı Müjgan Gölçük Yağcı’nın konuşmacı olarak yer aldığı “Aile Olma Yolunda -2” paneline geçildi. “Aile İçi Etkileşim ve Psikolojik Sağlamlık” konulu sunumunu yapan Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Dr. Öğr. Üyesi Mücahit Gültekin, psikolojik sağlamlığın kişinin başına gelen negatif bir olaydan en kısa süre normale ve hatta olay başına gelmeden önceki halinden daha iyi bir pozisyona gelerek kaldığı yerden devam edebilme beceri ve kapasitesi olarak tanımladıklarını belirtti. Gültekin, “Sağlamlık dediğimizde bizim aklımıza sertlik, katılık gibi bir şey geliyor. Bir maddenin varlığın sağlamlığından bahsettiğinizde, örneğin yere bir şey çaktığınızda hiç kıpırdamıyorsa, sertse ve katıysa sağlam olduğu aklımıza geliyor. Bu kavram İngilizce’de ‘resilience’ olarak kullanılıyor. Yani ‘resilience’ kelimesi, esneklik anlamına geliyor. Bu hakikaten çok önemli bir nüans yani psikolojik sağlamlık dediğimiz negatif olaylar karşısında esneyebilme becerisini içeren bir kavram” diye konuştu.
“Ailede kolektivite ve bireysel dengesini iyi ayarlamak gerekiyor”
Aile İçi Etkileşim ve Psikolojik Sağlamlık konusunda önerilerden bulunan Gültekin, şunları söyledi:
“Ailede psikolojik bağları güçlü tutmamız gerekir. Empati, psikolojik sağlamlık, tolerans ve sabır, bilişsel ve duygusal esneklik önemli olmakla birlikte mükemmeliyetçi olmamamız gerekir. Hepimizin hataları ve yanlışları var. Hiçbirimiz bu anlamda hatasız ve kusursuz değiliz. Kolektivite ve bireysel dengesini de iyi ayarlamak gerekiyor. Aile dediğimizde birbirinin hayatına tamamen geçmiş, hiçbir bireysellik bırakmamış bir kurumdan bahsetmiyoruz. Hem birlikte olduğumuz hem de bireysel özgürlüklerimizin, alanlarımızın ve mesafelerin olduğu ilişki biçimi en doğru ilişki biçimidir. Bir de gerçekçilik var. Kontrol edilebilir durumla, kontrol edilemeyecek durumu ayırt etme becerisi psikolojik sağlamlık açısından son derece önemlidir.”
Evlilikte ve insan hayatında 5 ‘S’ kuralı
Aile Danışmanı Müjgan Gölçük Yağcı “Evliliğe Giden Süreç ve İlk Yıllar” konulu sunumunda evlilikte ve insan hayatında 5 ‘S’ kuralının önemine değindi. Yağcı, “Öncelikle saygı vardır. İnsanlar birbirlerine saygı duymalıdırlar. Evlilikte de yaşantıda da adımlar bu noktada olur. Daha sonra sevgi vardır. Sevdiğim kişiye ben sabır göstermeliyimdir. Sabır, Arapçada mücadele kökünden gelir. Her gün her şey ile mücadele ederiz. Mücadele hayatımızda hep vardır. Daha sonra sadakat vardır. Sevdiğiniz, sabır gösterdiğiniz kişiye sadakat duygularınızla onun yanında olabilmeniz önemli. Burada yaptığımız her şeyde sorumluluklarımız vardır. Sorumluluk, herkesin üstüne düşeni yapmasıdır” dedi.
Panel soru cevabın ardından katılımcılara teşekkür belgesi takdimi ile sona erdi.